Ana içeriğe atla

Kayıtlar

düşünme etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

düşünme ve ifade etme sanatı

Türkiye'de üniversite mezunu olup toplumun parmakla gösterdiği makam sahiplerinin yaşamı algılama biçimini ve bunu vurgulayan paylaşımlarını dikkate alırsak, ilkokuldan itibaren herkese “düşünme ve ifade etme sanatı” dersi verilmesi gerektiği anlaşılmıyor mu? Özellikle eğiticilerin evleviyetle eğitilmeye muhtaç olduğu bir dünyada, eğitimin çıktılarını tartışmak beyhude bir çabaya benziyor zira. Peygamber'in bile” ben dünya işlerini bilmem” dediği bir düşünsel arka planı masaya yatırırsak, bu sözde eğitici taifenin “fani ve yaptıkları şaibeli onca zevatın her icraatını meşrulaştırma çabası güttmekten öteye yol alamaması fena halde acınası bir durum değil mi? Hem güya “kuru ekmek yiyen kadının oğlu olduğunu” hatırlatan ve toplumunun önünde başkasının gölgesine sığınmadan delikanlıca arzı endam eden bir önderimiz olacak hem de hayata taparcasına bağlı fani şahsiyetçiklere kutsiyet affedeceksek, buradaki tutarsızlığı önünde sonunda fark etmemiz gerekmez mi? Yıllar yılları kovalıyo...

Doktor Dövmek ya da Aydın Taşlamak

Gaspıralı İsmail Bey (1851-1914) Gerektiğinde doktorları tartaklama, üstelik bunu bir övünç vesilesi olarak sunma eylemi, asrın cahilliğinin bizde bıraktığı bir tortu olsa gerektir. sıradan bir tıp kitabı şöyle dursun ilk öğretimde fen bilgisi dersindeki sıradan çiçek yaprak böcek üreme vs konularını bile algılamada zorlanan beyinlerin, aradan yıllar geçtikten sonra sanki bu konular üzerinden doktorlarla hesaplaşması gibi durmaktadır. genelleştirme yapmamaya dikkat edecek biçimde bireysel olarak bendeniz de doktorların, insan yaşamının sırlarına dair aşırı bir donanıma sahip olmaktan ötürü kendisi gibi olmayan diğerleri üzerinde hafif bir tahakküm kurma eğilimi taşıdıklarını gözlemlesem de asla bir doktora el kaldırmayı aklımın ucundan bile geçirmedim. Üstelik türkiye'nin modernleşmesi ve dünyada olan biteni anlayarak ülkeye adaptasyonunda da mekteb-i tıbbiye'nin büyük katkısı vardır. modernleşmeye öncülük etmenin yanında türk müziği'nin alaaddin yavaşçalarından amir ateş...

Düşünme Sanatı (!)

T ürkiye’de üniversite mezunu olup toplumun parmakla gösterdiği makam sahiplerinin yaşamı algılama biçimini ve bunu vurgulayan paylaşımlarını dikkate alırsak, ilkokuldan itibaren herkese “düşünme ve ifade etme sanatı” dersi verilmesi gerektiği anlaşılıyor. Özellikle eğiticilerin evleviyetle eğitilmeye muhtaç olduğu bir dünyada, eğitimin çıktılarını tartışmak beyhude bir çabaya benziyor zira. Peygamber’in bile” ben dünya işlerini bilmem” dediği bir düşünsel arka planı masaya yatırırsak, bu sözde eğitici taifenin “fani ve yaptıkları şaibeli onca zevatın her icraatını meşrulaştırma çabası” gütmekten öteye yol alamaması fena halde acınası bir duruma benziyor. Hem her defasında “kuru ekmek yiyen kadının oğlu olduğunu” hatırlatan ve toplumunun önünde başkasının gölgesine sığınmadan delikanlıca arzı endam eden bir önderimiz olacak hem de hayata taparcasına bağlı fani şahsiyetçiklere kutsiyet affedeceksek, buradaki tutarsızlığı önünde sonunda farketmemiz gerekiyor. Yıllar yılları kovalıyor, ay...