Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Sabri Orman etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sabri Ülgener Hocamız

Prof. Dr. Zekai Özdemir Ülgener hoca mekanistik iktisatçılarda çoğunlukla rastlanan tekyönlülüğün önünü bir yerden kestiği görülür.Bunu yaparken onun sosyolojiyi, tarihi olgular harmanlayarak felsefi bir atıf çizgisinden bakması elbette   Ülgeneri, sözü edilen mekanistik  iktisatçının maddeye bakışının çok ötesine götürmüştür. ( Sayar, Ülgener Yazıları, Derin Yay. 2006, 27.) Devletin şirazesi, toplumun endazesi, bireyin hendesesi kalmadığı için Osmanlı çözülmüştürÜlgener ve Weber metodolojine yeniden bir bakış; Ülgener kendi döneminde bilim siyaset, bilim ticaret, bilim bürokrasi ve bilim ideolojilerden ayrındırılmış  Ömer Lütfi Barkan'dan sonraki tek bilim insanıdır. Ülgener Hegel'in metafiziği, Nietzsche'nin vitalizmi ve Marx'ın materyalizmine karşı kültür bilimini kavramlaştırma, kültür biliminin gerçekliğini ve tecrübesini bilgi boyutunda Osmanlı iktisat gerçeğine uygulamıştır. Bu anlamda Ülgener'in Türkiye'nin ilk ve tek yeni Kantçı epistomolğudur. Yani Ülg

Bir Ağaçtan Bir Orman: Sabri Orman (1948-2020)

Bazı insanlar ağaçtır. Sadece kendisi için var olur ama başkaları için gölge işlevi görür. Bazı insanlar ise, semtlerine uğrayan herkese gölge etmek ister. Onların iklimine uğrayan, mutlaka huzur bulmak için gerekçeler bulur kendine. Bu iklime orman denir. Ucu bucağı bilinmez. Ormanın arada bazı uzuvları zarar görse de kendini yeniler ve genişler. Yeni gölgeler var eder. Ormanın sararıp yok olmasının alternatif maliyeti çölleşmedir. Ve ormanın kıymeti, bir kuru çalının bile yaşamsal öneme sahip olduğu çoraklık dönemlerinde en iyi anlaşılır. Her insan genellikle tekil bir ağaca dönüşür ama orman olmak, asla ortalama bireylerin ulaşamadığı bir mazhariyettir. Ormanın kıymetini ise, en iyi biçimde, o havzada yaşama şansına sahip olanlar idrak eder. Üzerinden gölgeler eksilmeye başlayıp kavurucu sıcakla doğrudan temas kurmaya başlayan insanlar için bu idrak ufku daha da genişler. Bir orman müptelası olarak aylardır gölgesiz kalmış birisi gibi görüyorum zaman zaman kendimi. Samimi dostlukla

Sabri Orman Hoca'nın Büyük Mirası!

Alim'in ölümü ile alemin ölümü özdeşleştirilir kadim gelenekte... Çelebi bir geleneğin yaşayan son temsilcilerinden Sabri Orman Hocam, mezkur alim-alem ilişkisine has bir örnek olarak bu gün sessizce aramızdan geçip gitti.  Vefatının ardından öğrendim bir yıldır kolon rahatsızlığına maruz kaldığını... Oysa, fakülteye önerilecek yeni bir bölüm fikri etrafında yakınlarda uzun uzun konuşmuştuk kendisiyle. Rahatsızlığından hiç söz etmemişti. Demek içeriden yanarken dışarıya dumanını hiç sızdırmamış güzel insan! Türkiye'nin özgün iktisatçılarından Sabri Ülgener'in son doktora öğrencisi olmakla gurur duyardı daima. Demek işlerinin hakkını her zaman en iyi biçimde vermeye çalışan karakterleriyle iki Sabri sanki ancak bu kadar birbirine benzermiş.  Çeyrek asra uzanan dostluğumuzda, bunaldığım her vakit rahatlatan ve tane tane kurduğu cümlelerle ferahlık saçan babacan bir insan oldu benim için. Oturmasını, kalkmasını, diğer insanlara yaklaşımını ve hitabetini model almaya çalıştım