Ana içeriğe atla

Kayıtlar

siyasi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Türkiye'nin Ekonomik ve Politik Sorunsalı

Prof. Dr. Zekai Özdemir 1. Türkiye ekonomisinin pandemi dolayısıyla görülen en önemli problemi üretim problemidir.Gerek imalat gerek tarım ve gerekse sanayi sektörünün üretim strateji oluşturulmadığı takdirde sorunlar hem kar topu gibi büyüyecek hem de sosyal hayata olumsuz olarak etki edecektir.Ülke politika yapıcıları para politikası üzerine konuşmaları bırakıp reel ekonomi üzerinde teni yol haritaları çizilmediği takdirde ekonomi politikasının yetersizliği siyasal yapıyı da negatif etki yapmaktadır. Faiz-döviz kuru ve enflasyon üzerine açıklamalar Türkiye ekonomisine anında etki yapmasının temek nedeni de reel ekonominin temel taşlarının pandemiden dolayı yerinden oynamasıdır. Bu taşlar yerine koyduğu takdir siyasal yapıya olan güvensizlik unsuru da ortadan kalkar.Bunun için ilk yapılacak iş şudur;Nasıl bankacılık düzenleme üst kurulu varsa, her sektör için de bir üst kurul oluşturulmalı ve bu üst kurul firmaların bütün üretim, finans ve yapısal problemlerine yönelik raporlar hazırl

Liderler (3): Kılıçdaroğlu

Prof. Dr. Zekayi Özdemir CHP Kılıçdaroğlu’nu bulmak için hiç zorlamamıştır. O piyasada kolay bulunan bir iktisadi eşya gibi siyasal piyasada kolay bulunacak bir tiptir. Şuurlu vücutta henüz olgunlaşmamış fikri hüviyetinin yetersizliğiyle koşarak yürüyen adam, Kılıçdaroğlu. Harabe içinde gülen göz olmak, ümitvar olmak Kılıçdaroğlu gibi olmak gibi bir şeydir. Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin muhalefet ateşinin olmayan ruhu sarınca kefen giyinmiş ölüye dönmüştür. Kılıçdaroğlu  Baykal’ın dağdağalı gecesinin uykulu çocuğu olarak siyasi arenada uyandığı bir gerçektir. Baykal muhasara altında olmasaydı Kılıçdaroğlu bu arenaya inemezdi, muhtemelen. Kılıçdaroğlu’nun bu arenaya inişi bir fetih değil, tam aksine CHP’nin bilmem kaçıncı devre esaretidir. Kılıçdaroğlu Genel Başkan olduğundan beri gelmeyecek baharın sıtmasına tutulmuş gibi bir hal içre yürümektedir. Bu yeni CHP lideri ne Gazi’nin yarı gazisi ne de İnönü’nün yarı askeri gibi titriyor dense yanlış olmaz. Hesap uzmanları kurulunda öğrendiği dövü

Önyargının ya da 14 Mayıs'ın Sosyo-Politiği

Çocukluğum, akıncı gençlerin duvarlara kahramanca (!) “Tek Yol İslam” yazıları yazdığı, Milli Selamet Partisi ve onun efsanevi liderinin tek kurtuluş reçetesi olarak sunulduğu bir ortamda geçti. Rahmetli Mehmet dedem, askerde iken onun bölüğünde çavuşluk görevi üstlenmesine rağmen Rahmetli Türkeş ve ekibi ile bile mesafeli oldu. Türkeş’i hep saygı duyduğu bir komutanı olarak görmek istedi belli ki. Ardından, dedemle hayatta iken yıldızları fazla barışmasa da rahmetli babam da bayrağı taşımaya devam etti. Öyle ki, yazarlarını hiç tanımadığı ve sadece taraftarlık niyetine desteklemek adına Millî Gazete hisselerini satın almıştı. Zira ilginç biçimde mevzu rahmetli Erbakan Hoca’ya gelince her şey aniden değişiverirdi. Çünkü din, iman, kitap gibi kavramları bolca kullanarak ve Konya’nın muhafazakâr halkının  cumhuriyetle yaşadığı tarihsel dezavantajlı konumunu  örtük biçimde vurgulayarak samimi olduğuna inandırmıştı Konyalıları. Belki de samimiydi, bilinmez. Zira Ahmet Tabakoğlu hocamdan “

PKK ve HDP üzerine tezler...

Bu örgüt (PKK) hem 40 yıldır Kürtleri asimile etmek için araçsal olarak kurulup geliştirilmiş, hem de Kürt bölgelerinde ortaya çıkacak rantın kontrol edilmesi için bir mekanizma olma işlevi görmüştür. Türkiye'de sistemi elinde bulunduranlar için, Kürtleri Batıya göndermek ve bu nüfus hareketliliği ile asimilasyonu (entegrasyonu) tamamlamak için de PKK kullanılmıştır. 1980 sonrası Batı'ya yoğun göçün bir kaç nedeninden birisi terör tehditi ve güvenlik endişesidir. Türkiye'nin birliği ve bütünlüğünün (!) sağlanması açısından da iyi bir araç olmuştur örgüt. Bir tehdit, özellikle içeriden güçlü muhalif silahlı bir hareket şeklinde ortaya çıkmışsa milli birlik daha kolay sağlanır, iç problemler (özellikle pastanın adil paylaşılmasına ilişkin) daha kolay görmezden gelinir ve kurulu sistemden büyük çıkar elde edenler rahat etmeye devam ederler. Son zamanlarda trajik ve kanlı bir savaşın bu örgüt faaliyetleri ekseninde tekrar ve daha yuksek dozda hortla(tıl)masının nedeni, pastanın

Liderler (5): Davutoğlu

  Prof. Dr. Zekai Özdemir Davutoğlu’yu anlamak için Fârâbî’ye müracaat etmekte fayda vardır.  Fârâbî der ki, “uzun konuşanı kısa dinleyin”.  Yani çok az dinleyin sonra dinliyormuş gibi yapın.  Davutoğlu böyle dinlenmeldir.  Yani onun hakkında yazılacaklarda kısa tutulmalıdır.  Ne kadar kısa tutulmalıdır.  İşte bu kadar.