Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Avrasya'nın "Gözde Ülkesi" Düşerken

 14 Temmuz 2014 Son on beş yıldır, bölgesel etkinliğinin sürekli arttığının düşünüldüğü, küresel politikalarda daha fazla söz sahibi olduğuna inanıldığı ve iç politik istikrarının kendisine bu sonuçları getirdiğine inanılan bir ülke, uluslararası sistem nezdinde gözden düşmeye devam ediyor. Sonuçları önceden belli bir seçim atmosferi yaşanıp siyasi taşlar hemen hemen yerine oturduktan sonra bile bunun böyle olması hayli düşündürücü görünüyor. - Ne oldu da böyle oldu? - Oyun kurucu vehmedilen bir ülke ve bu ülkeyi yöneten iktidar nasıl oldu da oyuna düşen hale geldi? - İçerde ve dışarıdaki toslamaların gerçek sebepleri nedir? - Siyasal aktörlerin bu konudaki rolleri nasıl tanımlanmalı? Kuşkusuz bu sorular uzar gider. Lakin verilecek cevaplar belli bir çerçevenin dışına çıkmadan şöyle özetlenebilir. Manzara-yı Umumiye Öncelikle şunu vurgulamak gerekiyor: İstikrar yorgunu bir ülkedir Türkiye. İstikrar, bir ülkeyi yorar mı peki? Bizim sosyo-kültürel koşullarımızda maalesef

Aliyevler İktidarının 20 Yılında Türkiye-Azerbaycan İlişkileri

  12 Haziran 2013 Ekim 2013, çağdaş Azerbaycan’ın mimarı ve ülkenin istikrarının önderi olarak kabul edilen Haydar Aliyev’in devlet başkanı oluşunun 20. Yılı olarak şaşaalı biçimde kutlanacak. Bu eksende, bu dönemin, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine bakan yönüyle kısa bir analizi yapılacak olursa, Sovyet sonrası dönemin en fazla heyecan verici konularından birisinin Türkiye-Azerbaycan ilişkileri olduğu görülecektir. Öncelikle, dost ve akraba ülkeler olan Türkiye ve Azerbaycan'ın, Sovyet sonrası dönemde ortaya çıkan jeo-politik değişimle başlayıp günümüze kadarki süreç içinde, toplum ve yönetici elitler nezdinde karşılıklı ilişkileri oldukça ilerlemiştir. Türk akademik ve siyasal algısında Türk dünyası tanımlanırken; “Azerbaycan ve diğer Türk Cumhuriyetleri” ifadesinin kullanılması, bu dünya ile ilişkilerde Azerbaycan’ın eşsiz konumunu ifade eder. İki ülkenin dış politikasında, öncelikli alanlar olarak da birçok ortak nokta bulunur. Ermeni meselesi ve Ermenistan’la ilişkilerin, H

Türk Bankacılık Sektörü ve En Karlı Şirketlerin Analizi: 2012-2013

  4 Mart 2014  1999 ve 2001 krizlerinin birer öznesi olan bankacılık sektörü, göreceli istikrarlı son 12 yıl içerisinde yeniden yapılanma sürecini önemli oranda tamamlayarak Türkiye ekonomisinin en parlak sektörlerinden birisi haline geldi. Talebin genişlemesine paralel olarak artan tüketim harcamaları ve Türkiye’de gittikçe dinamik hale gelen reel sektör faaliyetleri, finans sektörünü daha cazip hale getirdi. Son yıllarda ülkedeki toplam fonların yarıya yakınının yabancı bankaların kontrol ve denetimine geçmiş olmasından da anlaşılıyor ki, bu alandaki dışa açılmamız uluslarası bir başarı olarak görülmeyi hak ediyor. Hatta biraz daha ileri giderek, belki de hiç bir alanda bu kadar hızlı uluslararasılaştığımızı söyleyemeyiz. Türkiye’nin en köklü sanayi şirketlerinin çok az bir kar artışı yaşadığı veya düşük bir karlılık oranı ile faaliyetlerini sürdürdüğü ekonomide, bankacılığın baş döndürücü bir ivme ile yoluna devam ettiği görülmektedir. Son yıllarda Türkiye ekonomisinin küresel a