Ana içeriğe atla

Bir Hıdrellez Masalı


2 Mayıs 2018

Hıdrellez, eskiden özellikle çocukların dünyalarında bir heyecan uyandıran, coşku ve heyecan ile baharın gelişini temsil eden güzel bir dünlence günüydü. Rivayete göre, Hızır ile İlyas'ın birbiriyle buluştuğu günün anısına kurgulanmıştır.

... 

İlk mektepte okuyan yetim çocuk, Konya’nın mütevazi mahallesi Kovanağzı'ndaki ev lerinin önünde bir Hıdırellez günü boynu bükük oturuyordu. Aylardan mayıstı ve bahar gelmişti her yere. 

Çocuk hayalleri ile başbaşa iken bir otomobil durdu evin önünde ve otuzlarında bir adam kafasını camdan uzatarak çocuğa seslendi. 

- Çavuş ne yapıyorsun? Hadi annene söyle Apa Barajı'na pikniğe gidelim!




Çavuş diye seslenirlerdi ona. Mehmet Çavuş lakabını taşıyan dedesinin adını taşıdığı için.

Piknik teklifi yapan adam çocuğun öz amcasıydı ve amcanın teklifi yeğenin mutluluktan uçmasına yetmişti. Zira en son dört-beş yıl önce, babası hayata veda etmeden önce Çayırbağı'nda ailecek piknik yapmışlardı. Dünya küçülmüştü ve bir nokta haline gelmişti adeta kendisine o büyük ayrılık zamanından sonra...

O gün amca, yeğen, yenge ve biricik kızları Nursel ile Altınapa barajında, kırk yıl sonra bile hatırlanacak bir piknik yaptılar. Amca, boynu bükük yetim yeğeninin duasını almaya devam etti o gün bu gündür...  



Nitekim 1948 doğumlu o güzel amca da 2 Mayıs 1991'de dünyadan ayrıldı. 26 yıl geçti aradan ama Fort Mehmet lakabı ile hala hatıalarda yaşamaya devam eden kahraman amcanın iyilikleri ve aileyi birleştiriciliği ve dostlukları hiç unutulmadı.

Kendisine Allah'tan bir kez daha rahmet, geride kalanlara huzur ve mutluluk dileyelim. Fort Amcaya da bir Fatiha göndermeyi unutmadan...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yaşar Nezihe Bükülmez (Hayatı ve Şiirleri)

  YASAR NEZIHE BÜKÜLMEZ (Yaşar Nezihe Hanım) (17 Ocak 1880 - 5 Kasım 1971) İstanbullu şair, altı yaşındayken annesini kaybeder. İzin almaksızın bir yıl süreyle okula gittiği için babası tarafından evden kovulunca okuldan ayrılmak zorunda kalır. Üç kez evlenir. Üç oğlundan ikisini yitirince, kendisini hayatta kalan tek oğluna adar. Küçük yaşta şiir yazmağa heveslenir. İlk şiirleri “Malumat ve Terakki” ile “Nazikter” dergilerinde Mazlume, Mahmure, Mehcure imzalarıyla yayımlanır. İki kez intihara kalkışır. Şiirlerinde ekmek mücadelesini dile getirdi ve dönemin toplumsal sorunlarına eğildi. Ezilen insanların sorunlarını kendi sorunu olarak gördü; işçiye ve eylemlerine sahip çıktı ve bu nedenle işçi eylemlerini destekleyici şiirler de yazdı. Amele Cemiyeti’ne üye oldu. Şiirlerine el konulan ilk kadın şairdir. Şiirleri Kadınlar Dünyası Dergisi'nde sıkça yayınlandı. Şarkılar da yazdı. 17 sene Esirgeme Derneği’ne iş işlemiş. Şark Eşya Pazarı’nda(1), Darphane'de çalışmış. Hi

Dünyanın Tüm Bayramları Geri Dönülmezdir!

Dünyanın Tüm Sabahları adlı ünlü film, sinema, müzik, estetik ve aşkı buluşturur. 17. yy sonlarında Fransa’da, sarayda başlayan filmde saray müzisyeni, büyük bir salonda kederli bir halde öğrencilerine ders verirken mutsuz bir ruh hali ile konuşuyor. Çok saygı duyduğu ustasından söz etmeye başlıyor. Büyük bir viyola sanatçısı olan ustası, karısının ölümünden sonra çiftliğindeki kulübede inzivaya çekilmiş halde iki kızıyla yaşamıştır. Bazen karısını yanında hayal eden, ona aşkını koruyan ustası, saraydan aldığı teklifi düşünmeden ilkeleri uğruna geri çevirir. Bu ilkeler, saray müzisyenliği yapmamak, müziği sarayın emrine sokmamak, müzikte şan-şöhret aramamak gibidir. Bir gün genç bir müzisyen gelir yanına ve onu eğitmeyi belli şartlarla kabul eder ama genç, ustasının ilkelerini çiğner ve saraya müzisyen olur. Film, günümüz insanına ve ahlaki tercihlerine atıfta bulunuyor, yaşama nasıl bir anlam vereceğimizle ilgileniyor. Ne için yaşadığımız veya çalıştığımızı, sanatı neden ve kim için y

Türkiye’nin Ekonomik Yüz Yılı: Temel Dinamikler ve Gelişmeler

  Mehmet Dikkaya   Künye: Mehmet Dikkaya, “Türkiye’nin Ekonomik Yüz Yılı: Temel Dinamikler ve Gelişmeler”, Türk Yurdu , Ağustos 2023, ss. 16-22. Türkiye ekonomisinin yüz yılında birçok temel değişim ve dönüşüm yaşanmıştır. Sektörel ve yapısal bazda meydana gelen bu değişimin bir sonucu olarak yüz yıl sonunda ekonomik açıdan bambaşka bir manzara ortaya çıkmıştır. Yüz yıl öncesi ve yüz yıl sonrası karşılaştırmasında hayal edilen bir ekonomik yapının varlığından söz edilemez. Lakin içinden geldiğimiz coğrafya ve dezavantajlı bir başlangıç seti oluşturan tarihsel arka plan düşünüldüğünde bu manzara küçümsenmeyecek bir ilerlemeye tekabül etmektedir. Bu savı ispatlamak için evvela önceki yüzyıllardan kalan mirasa odaklanmak yerinde olacaktır. Osmanlı’dan Kalan Miras Osmanlı’nın klasik döneminde (1300-1600) iktisat ve siyaset dengesini koruyup geliştiren bir düzene sahip olduğu, toprak, esnaf sistemi ve ticaretin birey, toplum ve devletin ihtiyaçları arasında dengeyi kurmaya odaklandığı a