Ana içeriğe atla

Erdoğan'ın Dış Gezilerinde Türk Dünyası'nın Yeri

 

5 Nisan 2014

Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü, Başbakan Erdoğan’ın dış gezilerinin, bölgesel ve ülkeler bazında etki ve sonuçlarını inceleyen bir araştırma yaparak “Bir Yolculuk Kitabı adıyla kitaplaştırmış. Buna göre, 11 yılda 93 ülkeye 305 ziyarette bulunmuş Başbakan. 2003-2014 yılları arasında, 5 kıtada 93 farklı ülkeye toplam 305 resmi ziyaret yapmış. Bu süre boyunca, ziyaret edilen 93 ülkeyle Türkiye arasındaki dış ticaret hacmi yüzde 354 artarak, toplam 358.4 milyar dolara çıkmış. Yapılan basit bir hesaplamaya göre, 11 yılda 2.15 milyon kilometre yol kat eden Başbakan ve beraberindeki yetkililer, Türkiye açısından önemli kazanımlar elde etmiş. 93 ülke ile Türkiye’nin 2002 yılı toplam ticaret hacmi yaklaşık 79 milyar dolar seviyesinde imiş. 

Türkiye’nin aktif dış politikasının göstergelerinden biri olarak değerlendiriyor Koordinatörlük bu gezileri ve sonuçlarını.Yılda ortalama 28 ülkeye giden Başbakan, en çok 35 ülke ülkeyi ziyaret etmiş ve 125 kez Avrupa kıtasına yolculuk yapmış. Hemen hemen tüm Avrupa ülkelerine giden Erdoğan en çok Almanya’ya gitmiş. Bu ülkeyi, 14 ziyaretle ABD, 12’şer ziyaretle Azerbaycan ve Belçika izlemiş.



Bölge

Ülke

Ziyaret Sayısı

1. Avrupa

35

125

2. Asya

17

47

3. Ortadoğu

14

55

4. Afrika

12

24

5. Orta Asya ve Türk Cumhuriyetleri

7

30

6. Amerika

6

22

7. Avusturalya

2

2

Toplam

93

305




En Sık Ziyaret Edilen Türk Cumhuriyeti Sıralamasına Göre Dış Ticaretin Gelişimi (Milyon Dolar)

 

2003

2004

2005

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013

Artış

Azerbaycan

438

539

736

992

1233

2030

1541

1803

2326

2925

3294

7,5 kat

Türkmenistan

294

391

341

471

737

1052

1273

1526

1886

1784

2612

8,9 kat

Kırgızistan

52

88

104

160

226

239

171

160

232

303

426

8,2 kat

Kazakistan

501

798

1019

1691

2364

2752

1593

2211

2943

3125

2800

5,6 kat

Tacikistan

86

104

94

190

261

324

234

428

497

580

655

7,6 kat

Özbekistan

238

324

413

592

839

918

693

1144

1294

1263

1378

5,8 kat

Toplam

1609

2244

2707

4095

5661

7316

5505

7272

9179

9979

11165

6,9 kat



İlk sırada yer alan Almanya’yı, AB’nin dinamosu olması ve yurt dışındaki Türk nüfusunun fazlalığı (bu arada Ak Parti seçmenlerinin oransal olarak yüksek bir yer tutması) nedeniyle anlamlandırmak çok kolay görünüyor. O derece ki, Haziran’da başlayan Gezi olaylarından hemen sonra 7 Temmuz’da Düsseldorf’ta yaptığı Demokrasiye Saygı Mitingi, 17 Aralık sürecinden sonra, 20 Ocak 2014’te Brüksel’de Türk vatandaşlarıyla yaptığı gece mitingi, Başbakan’ın, iç siyasetteki daralmışlığa bir soluk olabilecek şekilde Avrupa’daki destek uzantıları olarak tarihe geçti. İlk 10 ülke içerisinde 5 tanesinin (yarısı) AB üyesi olması ile, son zamanlarda sıkça zikredilen “eksen kayması” tartışmalarına yönelik bir sonuç çıkarmak mümkündür. Bu bağlamda, eksen kayması kavramı yerine “eksen genişlemesi” tanımının yapılması daha mantıklı görünüyor.

Bölgelere Göre Ziyaret Sayıları

ABD’yi de tek başına bir kıta olarak düşünürsek ve Türkiye’nin 60 yıldan uzun bir süredir en önemli müttefiki olduğunu hesaba katarsak, bu ülkeye yapılan 14 ziyaretin de (yıllık ortalama 1 kezden fazla) içeriği ile ilgili tahminlerde bulunabiliriz. İkinci sırada yer alan Asya Kıta’sında ise 17 ülkeye 47 ziyaret yapmış Başbakan. Başbakan’ın Asya’da resmi olarak gittiği ülkelerin başında 11 ziyaretle Rusya, 7 ziyaretle Pakistan, 6 ziyaretle Gürcistan, 4 ziyaretle Malezya, 3’er ziyaretle Endonezya ile Güney Kore gibi ülkeler geliyor.

Türk Dünyasına 30 Ziyaret

Asya kıtasından ayrı değerlendirilen “Orta Asya ve KKTC”, Başbakan’ın en sık ziyaret ettiği bölgelerden biri olarak öne çıkıyor. Buna göre, 12 kez Azerbaycan, 6 kez KKTC, 4 kez Türkmenistan, 3 kez Kırgızistan, 2’şer kez Kazakistan ve Tacikistan, 1 kez de Özbekistan ziyaret edilmiş. Ekonomik büyüklük açısından irili ufaklı ve bir bölümünün (Tacikistan ve Kırgızistan gibi) Türkiye gibi bir ülke ile karşılaştırılamayacak kadar zayıf olduğu (Türkiye ekonomisine katkılarının da göreceli olarak çok küçük olduğu gerçeği ile beraber) dikkate alınırsa, Azerbaycan ve Türkmenistan ziyaretlerinin yerindeliği, Kazakistan’a verilen önemin ise, göreceli olarak düşük olduğu sonucuna ulaşılabilir.

Bu ziyaretler ile dış ticaret verilerindeki artışa ilişkin basit bir gözlem yapılacak olursa aşağıdaki tablo ve grafikler elde edilebilir. 

Buna göre, Başbakan’ın 11 yıl içerisinde en sık ziyaret gerçekleştirdiği Azerbaycan’la 7,5 kat, Türkmenistan’la 8,9 kat, Kırgızistan’la 8,2 kat dış ticaret hacminin genişlediği anlaşılmaktadır. Daha az resmi ziyaretin yapıldığı Kazakistan, ve Özbekistan’la ise sırasıyla 5,6 kat ve 5,8 kat dış ticaret hacmi genişlemiştir. Daha seyrek ziyaret edilen Tacikistan’la 7,6 kat dış ticaret artışı gerçekleşmiş olmasına rağmen, toplam ticaret hacminin halen çok düşük düzeyde ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Göreceli olarak daha yüksek dış ticaret hacmi dikkate alınacak olsa bile, Kazakistan’la ticaretin 6,2 kat artmış olduğu dikkate alınacak olsa bile, bu ülke ile dış ticaretin beklenen oranda gelişmediği görülecektir. Devasa iç pazara sahip olması ve dış ticaret hacminin hızla yükseldiği önemli bir pazar olmasına rağmen, Kazakistan’a daha seyrek ziyaretin gerçekleşmiş olmasının dış ticaret hacmi üzerindeki etkisi hemen hemen belirgindir.

Bu tablo, yüksek düzeyde sürdürülen ilişkilerin gerçekten, ikili ticaret hacminin hızla genişlemesi üzerinde önemli bir etkisi olduğunu göstermektedir. Çok sancılı geçen 30 Mart 2014 mahalli seçimleri sonrası Başbakan’ın ilk dış gezisini Azerbaycan’a yapmış olması bu bağlamda oldukça isabetli bir tercih yapıldığının altını çizmektedir. Türk cumhuriyetleriyle olan toplan dış ticaret hacmi ise, 2003-2013 yıllarını kapsayan 11 yıllık zaman diliminde yaklaşık 7 kat artış göstermiştir. Söz konusu yıllar arasında Türkiye’nin ihracatının yaklaşık 3 kat (47 milyar dolardan 153 milyar dolara), ithalatın ise yaklaşık 3,5 kat (69 milyar dolardan 252 milyar dolara) yükseldiği düşünülecek olursa, Türk cumhuriyetleri ile yapılan toplam ticaret, en az ziyaret edilen ülke için söz konusu olan artış bile, ortalamanın bir hali üzerinde dış ticaret artışı ortaya çıktığına işaret etmektedir.

Daha geniş bilgi için bkz.

Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü, http://www.kdk.gov.tr/haber/11-yilda-93-ulkeye-305-ziyaret/420 (5 Nisan 2014)

Türkiye İstatistik Kurumu, http://www.tuik.gov.tr

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yaşar Nezihe Bükülmez (Hayatı ve Şiirleri)

  YASAR NEZIHE BÜKÜLMEZ (Yaşar Nezihe Hanım) (17 Ocak 1880 - 5 Kasım 1971) İstanbullu şair, altı yaşındayken annesini kaybeder. İzin almaksızın bir yıl süreyle okula gittiği için babası tarafından evden kovulunca okuldan ayrılmak zorunda kalır. Üç kez evlenir. Üç oğlundan ikisini yitirince, kendisini hayatta kalan tek oğluna adar. Küçük yaşta şiir yazmağa heveslenir. İlk şiirleri “Malumat ve Terakki” ile “Nazikter” dergilerinde Mazlume, Mahmure, Mehcure imzalarıyla yayımlanır. İki kez intihara kalkışır. Şiirlerinde ekmek mücadelesini dile getirdi ve dönemin toplumsal sorunlarına eğildi. Ezilen insanların sorunlarını kendi sorunu olarak gördü; işçiye ve eylemlerine sahip çıktı ve bu nedenle işçi eylemlerini destekleyici şiirler de yazdı. Amele Cemiyeti’ne üye oldu. Şiirlerine el konulan ilk kadın şairdir. Şiirleri Kadınlar Dünyası Dergisi'nde sıkça yayınlandı. Şarkılar da yazdı. 17 sene Esirgeme Derneği’ne iş işlemiş. Şark Eşya Pazarı’nda(1), Darphane'de çalışmış. Hi

Dünyanın Tüm Bayramları Geri Dönülmezdir!

Dünyanın Tüm Sabahları adlı ünlü film, sinema, müzik, estetik ve aşkı buluşturur. 17. yy sonlarında Fransa’da, sarayda başlayan filmde saray müzisyeni, büyük bir salonda kederli bir halde öğrencilerine ders verirken mutsuz bir ruh hali ile konuşuyor. Çok saygı duyduğu ustasından söz etmeye başlıyor. Büyük bir viyola sanatçısı olan ustası, karısının ölümünden sonra çiftliğindeki kulübede inzivaya çekilmiş halde iki kızıyla yaşamıştır. Bazen karısını yanında hayal eden, ona aşkını koruyan ustası, saraydan aldığı teklifi düşünmeden ilkeleri uğruna geri çevirir. Bu ilkeler, saray müzisyenliği yapmamak, müziği sarayın emrine sokmamak, müzikte şan-şöhret aramamak gibidir. Bir gün genç bir müzisyen gelir yanına ve onu eğitmeyi belli şartlarla kabul eder ama genç, ustasının ilkelerini çiğner ve saraya müzisyen olur. Film, günümüz insanına ve ahlaki tercihlerine atıfta bulunuyor, yaşama nasıl bir anlam vereceğimizle ilgileniyor. Ne için yaşadığımız veya çalıştığımızı, sanatı neden ve kim için y

Türkiye’nin Ekonomik Yüz Yılı: Temel Dinamikler ve Gelişmeler

  Mehmet Dikkaya   Künye: Mehmet Dikkaya, “Türkiye’nin Ekonomik Yüz Yılı: Temel Dinamikler ve Gelişmeler”, Türk Yurdu , Ağustos 2023, ss. 16-22. Türkiye ekonomisinin yüz yılında birçok temel değişim ve dönüşüm yaşanmıştır. Sektörel ve yapısal bazda meydana gelen bu değişimin bir sonucu olarak yüz yıl sonunda ekonomik açıdan bambaşka bir manzara ortaya çıkmıştır. Yüz yıl öncesi ve yüz yıl sonrası karşılaştırmasında hayal edilen bir ekonomik yapının varlığından söz edilemez. Lakin içinden geldiğimiz coğrafya ve dezavantajlı bir başlangıç seti oluşturan tarihsel arka plan düşünüldüğünde bu manzara küçümsenmeyecek bir ilerlemeye tekabül etmektedir. Bu savı ispatlamak için evvela önceki yüzyıllardan kalan mirasa odaklanmak yerinde olacaktır. Osmanlı’dan Kalan Miras Osmanlı’nın klasik döneminde (1300-1600) iktisat ve siyaset dengesini koruyup geliştiren bir düzene sahip olduğu, toprak, esnaf sistemi ve ticaretin birey, toplum ve devletin ihtiyaçları arasında dengeyi kurmaya odaklandığı a